Ülkemizdeki yoksulluğu, ekonomik sıkıntıları ve enflasyonu konuşurken genellikle iki görüş öne sürülür. Her şeyde olduğu gibi ekonomi konusunda da realiteye göre değil oy verdiğimiz partiye göre değerlendirmeler yaparız.
Karnımızı yeterince ve sağlıklı bir şekilde doyurmasak da, çocuğumuza harçlık veremesek de, pazarda filemizi dolduramasak da ekonominin iyi gittiğini iddia ederiz ve oyumuzu mevcut siyasi iktidara vermeye devam ederiz.
Karşı görüş ileri sürenlere de “çıkar telefonunu” deriz.
“Ya bak abi görüyor musun kafeler restoranlar dolu. Bu millette … gibi para var birde ağlıyorlar” diye söylenir miyiz? Hem de nasıl avazımızın çıktığı kadar bağırarak…
Yetmez, özelikle yaz aylarında sahillere tatile gidenleri işaret ederek, “Abi bu millette para var”, “Ya arsızlar birde ekonomik sıkıntıdan bahsediyorlar” diye avaz avaz bağırır mıyız? Bağırırız. Kim tutar ki bizi.
Bu şehir efsanesi haline gelen söylemi bakın TÜİK verileri nasıl yerle bir ediyor.
TÜİK verilerine mi inanacağız diyebilirsiniz. TÜİK’in enflasyon verilerine inanacaksın da buna mı inanmayacaksın, öyle mi?
****
TÜİK, 22 Ocak 2025 tarihinde “Hanehalkı Yurt İçi Turizm, III. Çeyrek: Temmuz-Eylül, 2024” verilerin açıkladı.
Yani, Temmuz-Ağustos-Eylül ayları. Tatile gidilen en yoğun aylar.
Evet, bu aylarda yurt içinde ikamet eden 20 milyon 453 bin kişi seyahate çıkmış. Tersten okursak, 64 milyon 919 bin kişi evinde oturmuş ya da çalışmaya, üretmeye devam etmiş.
Başka çarpıcı bir detaya dikkat etmeniz gerekir.
“Yakınları ziyaret amacı ile yapılan seyahatler %47,9 ile ilk sırada yer aldı. Seyahate çıkış amaçlarında ikinci sırada %47,3 ile gezi, eğlence, tatil, üçüncü sırada ise %2,2 ile sağlık yer aldı.”
Yani, seyahat edenlerin neredeyse yarısı köye, memleketine akraba eş dost ziyaretine gitmiş.
Seyahatten dönerken de, getirebilirse evine un, bulgur salça gibi gıda maddeleri getirecek!
Ve diğer bir çarpıcı nokta, “Seyahate çıkanlar en çok arkadaş veya akraba evinde kaldı. Bu çeyrekte seyahate çıkanlar 135 milyon 889 bin geceleme sayısı ile en çok ‘arkadaş veya akraba evinde’ kaldı. Konaklama türlerine göre geceleme sayısında ikinci sırada 46 milyon 340 bin geceleme ile ‘kendi evi’ yer alırken, ‘otel’ 24 milyon 19 bin geceleme sayısı ile üçüncü sırada yer aldı.”
***
Demek ki neymiş 85 milyon 372 bin 377 kişiden sadece 10 milyona yakın kişi bu üç ayda tatil amacıyla seyahat etmiş.
Hemen itirazlar başlayacak, eee hani bunun 2. Çeyreyi diye. 2. Çeyrekte de 16 milyon 148 bin kişi seyahate çıkmış. Bunun %62,4 yakınlarını ziyaret etmiş.
Buradan bir hesap çıkartırsak nisan ayından eylül ayına kadar yaklaşık 19 milyon kişi sahillere tatil yapmaya gitmiş. Haydi TÜİK verilerine inanmadık bir 5 milyon da kayıtlara girmeyenleri ekledik. Alt alta toplasan ancak 25 milyona ulaşırsın…
Daha ne istiyorsun diyenlere, 11 ay çalışıp bir ayı lüks görenlere diyecek lafımız yok..
Ben ne mi istiyorum? Bu rakam neden 50 milyon olmasın diye soruyorum.
Tatil yapmak, restorana gitmek, kafeye gidip bir bardak çay içmek lüks değil, olmamalı.
Tüm bu ihtiyaçları lüks haline getiren zihniyete selam olsun!!!!!