Vallahi ne desem bilmem ki… İlk duyduğumda önce bir irkildim! Bence birçok kişi duyunca çarpılmış gibi baka kalmıştır.
Savunma Sanayi Destekleme Fonu’na yeni kaynak sağlamak için öyle bir vergi, vergiler isteniyor ki, ortaya çıkan yaratıcılık gerçekten alkışı hak ediyor. Film senaryosu gibi, rahat 4 sezon dizi çekilir. İronik bakışı bir kenara bırakıp, daha doğrusu şaşkınlığı bir nebze kontrol altına alıp olaya odaklanırsak…
TBMM’ye sunulan teklife göre limiti 100 bin TL'yi aşan kredi kartlarından savunma sanayii için yıllık 750 TL'lik katkı payı düzenlemenin ana gündem maddelerinde birisini oluşturuyor. Yani 100 bin ve üstü kartın varsa, her yıl 750 lira savunma sanayisine aktarılmak üzere katılma payı ödeyeceğiz artık. Tasarı yasalaşırsa.
Dahası da var… Düzenlemeye göre noterlerde taşınmaz satışlarının noterler tarafından yapılması halinde belirlenen tutarda, ilk defa tescili yapılacak olan araçların tescil işlemlerinde 3000 lira, tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinde yani 2. el araba işlemlerinde 1500 lira, noterlik ücreti alınan diğer işlemlerde işlem başına ise 75 lira katılma payı alınacak. İstenen bu. Ama daha da bitmedi… Dronlar, matrahı 5 bin lira ve üzerinde olan kol ve cep saatleri ile yalnızca eğlence amacıyla tasarlanmış motorlu uçan oyuncaklar için de yüzde 20 ÖTV uygulanacak.
Kanun teklifi TBMM’de geldiği gibi onaylanırsa 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girecek. Yeni vergilere merhaba diyeceğimiz yeni bir yıla girmiş olacağız.
Bir anımı da paylaşmak yerinde olacak! Çok sevdiğimiz bir arkadaşımla üniversite döneminde bir süper markete girdik. Reyonlar arasında gezerken, 10 kilogramlık deterjan poşetine bantlanmış su bardağını gösteren arkadaşımız, “Aa gördünüz mü, 1 su bardağı alana deterjan bedava. Bu adamlar nasıl para kazanıyor” demişti şaşkın bir halde. O zaman da, şimdi de halen biz şaşkınız.
Hadi çıkın bu işin içinden! ‘Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar.’
Savunma Sanayine ek kaynak sağlamak için çıkılan bu yolda, bankalarda da 99 bin lira yoğunluğu başlamış unutmadan aktarayım. İnsanlar, bankalarının çağrı merkezine başvurarak kart limitinin 99 bin liraya düşürülmesini talep etmeye başlamış. Bu da vatandaş tarafından yapılan hazırlık olarak öne çıkıyor.
Bu arada tasarıya sosyal medyada tepkiler sürerken, ekonomistler de bu durumun yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Ekonomistlerin ortak buluştuğu nokta bir borç yekunu olan kredi kartı limitinden vergi alınamayacağı yönünde. Kredinin borç olduğu vurgulanırken, verginin borçludan değil krediyi veren alacaklıdan alınacağını belirtiyorlar.
Bakalım bu olay nasıl bir sonuca evrilecek. Herkese hayırlı olsun…