Gün geçmiyor ki bir skandal duymayalım.
Çocuk gelinlerde ve istismarında,
Kadın tacizlerinde,
Kadın ölümlerinde,
Hayvan tecavüzlerinde,
İşçi sömürüsünde,
Yolsuzlukta,
İfade özgürlüğü olmamasında,
Tutuklu gazetecilerde,
Doğanın katledilmesinde,
Her türlü adaletsizlikte,
Geçim sıkıntısından intihar eden kişilerde,
Siyanür ile kendilerini zehirleyip öldüren ailelerde,
Yıllarca okuyup emek edip atanamayınca intihar edip ölen öğretmenlerde,
Çocuk kitaplarındaki istismarlarda,
Çok iyiyiz!
Ara ara çıkıp pis zihniyetlerini çocuk kitaplarına aktarmış ya da çocuk istismarına kitaplarında yer vermiş yazarları ve yazarların kitaplarının gündeme geldiğini duyuyoruz, görüyoruz…
Bir de bakıyoruz ki yıllardır atama bekleyen öğretmenler var.
Peki eğitim denildiğinde neden sadece devlet okulları, özel okullar, dershaneler aklınıza geldi de yayın evleri dikkate alınmadı.
Yayın evlerini kim denetliyor?
1981 yılında piyasaya sürülmüş bir kitap 2020 yılında hala gündem oluyor.
Evet, çok üzücü o yayın evinin durumuna başka hiçbir yayın evi düşmesin.
Kendini bilmeyen, pis zihniyetini çocuklara aşılamaya çalışanlara aracılık yapılmasın.
Yayın evlerinin de sadece mali anlamda denetlenmesi gerekmiyor.
Bir yayın evi sadece bir fatura kesmese, bir kitap sevkiyatını irsaliyesiz gönderse hemen cezai işlem uygulanabiliyor.
Peki neden devlet tarafından özellikle çocuk kitapları için öğretmenleri ya da felsefe, psikoloji mezunu kişileri yayın evlerine denetçi editör olarak atayamıyoruz.
Devletimizin böyle bir bütçesi yoksa eğer yayın evlerine sesleniyorum!
Eğer çocuk kitapları için editöre verecek paranız yoksa ben gönüllü editör olmayı sizlere teklif ediyorum.
Herhangi bir ücret talep etmiyorum.
Mail adresim: [email protected]
Buyurun maillerinizi bekliyorum.