Köy-Koop Denizli Başkanı Mehmet Varol, Denizli’de günlük 1.350 ton çiğ süt üretildiğini söyledi. Bu üretimin yalnızca 600 tonunun yerel işletmelerde işlendiğini vurgulayan Varol, 40 tonunun süt tozu yapımına ayrıldığını ve kalan 710 ton sütün ise diğer illere gönderildiğini söyledi. Ancak lojistik maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle süt pazarlamada ciddi sorunlarla karşılaşıldığını vurguladı.
“KOTA TALEBİMİZ VAR”
Varol, “Günlük süt tozu üretim kotamız 40 ton. Ek olarak 100 ton daha kota talep ettik ama henüz yanıt alamadık. Üretimimiz var ancak tüketim eksikliği nedeniyle büyük bir darboğazdayız. Elimizdeki sütü değerlendiremiyoruz” dedi.
"TÜKETİM DÜŞÜK, ÜRETİCİ ZORDA"
Başkan Varol, yaşanan krizin temel nedenlerinden birinin tüketim düşüklüğü olduğunu belirtti. Yüksek enflasyon nedeniyle alım gücünün düştüğünü ve vatandaşın süt ürünlerini satın almakta zorlandığını ifade eden Varol, “Bir kilo peynir 170 lira oldu, insanlar nasıl alacak? Peynir için gereken süt maliyetinin yanı sıra ambalaj ve lojistik maliyetleri de eklenince firmalar zararına satış yapıyor” dedi. Varol, mevcut şartlarda ne üreticilerin ne de sanayicilerin memnun olduğunu dile getirdi.
Varol ayrıca, üreticilerin düşük fiyatlar ve maliyetler nedeniyle hayvanlarını kestirmek istemediğini ancak bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurgulayıp, “Üreticilerimiz ‘Dayanabildiğim kadar dayanacağım’ diyor. Ama böyle giderse herkes daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacak” dedi.
SÜT TOZU ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?
Fazla sütü değerlendirmek için süt tozu üretimine yönelmenin önemli bir çözüm olabileceğini ifade eden Mehmet Varol, bu alandaki kısıtlamalara dikkat çekti. “Süt tozu üretim kotasının artırılmasını talep ettik ancak bu işlemin maliyeti yüksek olduğu için devlet bu konuda adım atmaya yanaşmıyor. Sanayiciler ve üreticiler olarak en azından süt tozu yaparak bir rahatlama sağlamak istiyoruz” dedi.
“DESTEK ŞART”
Varol, süt krizinin çözümü için devlet desteğinin şart olduğunu, lojistik maliyetlerinin düşürülmesi ve tüketimi artırıcı politikaların uygulanması gerektiğini belirtti. Aksi halde üreticilerin, hayvanlarını satmak veya üretimi durdurmak zorunda kalabileceği uyarısında bulundu.