Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, Denizli Gazeteciler Cemiyetinde yaptığı basın açıklamasında aile hekimlerinin sorunlarıyla ilgili çözüm beklediklerini duyurdu.
Türkiye’nin her yerinde Aile Hekimlerinin aylardır her Çarşamba hatırlatma eylemleri yaparak taleplerini kamuoyuyla paylaştığını hatırlatan Ardıç, “Biz de Denizli Sağlık Platformu olarak hekimlerimizin sorunlarını vurgulamak için toplandık. Zamanlamaya gelince sorunların bir kısmı yerel çözümlerle de çözülebileceğine inanıyoruz, yani mesajımız aynı zamanda yeni seçilen başkanlarımıza.
Birinci basamak, sağlık sistemimizin temel taşıdır. Aile hekimliği devletin yarattığı bir tür taşeron sistemidir. Belli bir bölgede belli sayıda hastanın sorumluluğu görevlendirme yöntemi ile bir hekime devredilmektedir. Üstlenen aile hekimlerinin özlük hakları, çalıştırdığı kişiler yönünden statüsü, emeklilik yönünden geleceği belirsizdir. Hasta hizmetleri, gebe, aşı takipleri, kronik hastaların kontrolü onların sorumluluğundadır ve pandemi sonrası okul taramaları, okul aşıları da onların sırtına yıkılmıştır. Aile hekimleri sözlü ve fiziksel saldırılara karşı kendilerini koruyamamaktadır” dedi.
“VERGİDE ADALETSİZLİK SON BULSUN”
Zor ve yorucu koşullarda çalışan aile hekimlerinin sesine kulak verilmesini isteyen Ardıç, “Vergide adaletsiz sistem nedeniyle çalışanlar bu ay da ücret kaybı ile cezalandırılacak. Önümüzdeki hafta şeker bayramı ve vergi dilimi adaletsizliği nedeniyle bir daha cezalandırılacak, daha yüksek kesintiler ile karşılaşacaklar. Yüksek enflasyon ve durmak bilmeyen zamlar karşısında her gün daha da yoksullaşıyoruz. Tüm bunlar yetmezmiş gibi adaletsiz vergi sistemi nedeniyle kaşıkla verilen kepçeyle geri alınıyor. Personel çalıştırmanın her türlü hukuki sorumluluğu Aile hekimlerine yüklenmektedir. Sistemi idame ettirmek için ödenen cari giderler, memur maaş zammı oranın da arttırılması nedeniyle, enflasyona bağlı gider artışlarını karşılayamaz duruma düştü. Zaten oldukça ağır ve yorucu şartlarda çalışan aile hekimleri de, sağlık personelleri gitmek durumunda kalınca bir de yalnız çalışmak zorunda kalmaktadır. Maaş adı altında aldıkları ödeme ise belirsizdir. Kayıtlı insana, yaşlıya, hastaya göre değişmektedir. Üstelik günde 76’dan fazla hasta bakmadıkları zaman maaşları önemli oranda düşmektedir. İzine çıktıklarında, rapor aldıklarında, uyarı aldıklarında maaşlarından kesinti yapılmaktadır. Hasta sayısına yani performansa dayalı verilen ek emekliliğe yansımamaktadır. Ve bütün bunlara ek bütün çalışanlar gibi erkenden vergi dilimine girmekte ve maaş adında verilen ödenekler daha da düşmektedir.Bunlar çözülmeyecek sorunlar değildir. Bazıları merkezi bazıları yerel yönetimlerin inisiyatifi ile çözülebilir. Yeter ki karşımızda bunları çözmeye niyet etmiş muhataplar bulalım” dedi.