TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Denizli Şubesi, Tarımsal Öğretimin 179. Yıldönümü nedeniyle Atatürk heykeline çelenk koydu. Burada gerçekleştirilen törende bir konuşma yapan Ziraat Mühendisleri Odası Denizli Şube Başkanı Baha Yanarca, modern ve teknik anlamda tarımsal öğretimin Osmanlı döneminde kurulan Ziraat Okulları ile başladığını ve Cumhuriyet Döneminde Fakülte düzeyinde öğretimle devam ettiğini belirterek, “Bugün ülkemizde 43 adet ziraat fakültesi vardır. Her yıl 4500 – 5000 civarında genç meslektaşımız aramıza katılmakta ve Türkiye tarımına hizmet vermeye çalışmaktadır. Ancak Üniversitelerimizin Fakültelerinin alt yapı ve formasyon sorunları vardır. Nicelik sorunu çözümlenmiş ama nitelik olarak konumu ele alınması gereklidir." dedi.
"TARIM SEKTÖRÜ, İÇ VE DIŞ SERMAYE İÇİN YENİ RANT ALANI OLARAK GÖRÜLMEKTEDİR"
Bu haftanın anlam ve önemi nedeniyle tarım sektörünün ülkemiz genelinde ve ilimiz özelinde yaşadığı sorunları irdelemek, sorunların nedenlerini ortaya koymak ve çözüm yollarını tartışmak ve önermek zorunda olduklarını belirten Baha Yanarca, "Bu gün tarımdaki alt yapı sorunlarının bir türlü çözülmemiş olması, küçük üreticinin tasfiyesine yönelik yeni üretim ilişkilerinin geliştirilmesi, buna bağlı olarak tarımsal üretimin yeniden şekillendirilmesi, tarım ve gıda alanının iç ve dış sermayenin denetimine girmesi v.b etkenler tarım ve gıda sektöründe tahribata yol açmakta, ülkemiz bu alanlarda ipotek altına alınmaktadır. Artık tarım sektörü, iç ve dış sermaye için yeni rant alanı olarak görülmektedir.” Diye konuştu.
TARIMSAL KİT’LER BİRER BİRER ÖZELLEŞTİRİLDİ
24 Ocak 1980 yılından başlayarak ve son yıllarda iyice hızlanarak Tarımsal KİT’ler birer birer özelleştirildiğinin altını çizen Baha Yanarca, “Çiftçi devlet ilişkisi kopartılmış, gerçek örgütlülükten yoksun çiftçiler, yerli ve yabancı tarım ve gıda şirketlerine karşı korumasız ve yalnız bırakılmıştır. Üreticinin ürettiği ürünün fiyatını belirleme gücü ve şansı yoktur. Şirketlerin kendi çıkar ve beklentilerine göre üretim ilişkileri gelişmiştir. Bu durum, küçük çiftçilerin hızla üretim süreçlerinden kopmasına yol açmış, köyden kente göç hızlanmış, kentlerin varoşlarını dolduran işsiz, umutsuz, vasıfsız kitleler, adeta şirketlerin ucuz iş gücü yığınlarına dönüşmüştür.
Tarımsal temel sorunların çözümünü piyasalara bırakmak, tarımsal yapıda kırdan kente göç şeklinde ortaya çıkan çözülmeyi daha da hızlandıracaktır. Bu da kırdaki sorunları kentlere taşıyacak ve kentlerde yaşanmakta olan yoksulluk, gecekondulaşma ve kayıt dışı istihdam sorunlarının boyutlarını daha büyütecektir.” Dedi.
“TARIM ÇOK ÖNEMLİ BİR SEKTÖRDÜR”
Baha Yanarca tarımdaki sorunların, kendi gereksinimlerimiz ve ülkemizin özgün iklim ve toprak koşullarına göre, bağımsız tarım politikasının kurgulanması ve ivedilikle uygulamaya geçilmesiyle mümkün olacağını belirterek, “Yatırım, üretim, istihdam süreçlerinde “Tarım Çok Önemli Bir Sektördür” ve doğası gereği mutlak desteğe ihtiyacı vardır. Türkiye; acilen merkezi planlamacı, kamunun piyasada etkin rol aldığı, yatırımcı, dışa bağımlılığı kıran, teknolojiyi kullanan, rekabet gücünü yükselten, doğal kaynakları koruyucu ve geliştirici, gıda güvenliğini sağlamayı temel hedef olarak belirleyen, politikaları uygulamak zorundadır.” Dedi.