GÜNDEM

“Yerel Basın, Şehrin Kılcal Damarları Gibidir”

DSO Başkanı Selim Kasapoğlu, değişen dünya şartlarında basının hala önemini ve değerini koruduğunu belirterek, doğru bilginin, doğru haberin kaynağının basın olduğunu kaydetti.

Denizli Sanayi Odası (DSO) Başkanı Selim Kasapoğlu, 24 Temmuz Basın Bayramı nedeniyle hizmet binasında ulusal ve yerel medya mensuplarıyla oda hizmet binasında bir araya geldiği toplantıda, gazetecilerin 24 Temmuz Basın Bayramını kutladı, bu özel günde gazetecileri ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti. Bugün sivil toplumda, kamu kurumlarında, yerel yönetimlerde yapılan işlerin, çalışmaların kamuoyunu aktarılmasında basının rolünün çok büyük olduğunu dile getiren Kasapoğlu, "Denizli'de olsun Türkiye çapında olsun yapılan her işin kamuoyuna doğru habercilikle aktarılması anlamında sizler büyük emek veriyorsunuz. Bugün aynı zamanda basından sansürün kaldırılışının da 116. yılı. 116 yıldır Türk basını sansürsüz bir şekilde hayatına devam ediyor. Gerek yerelde gerek ulusal çalışmalarda yapılan işleri kamuoyuna aktarıp doğru bilgiyi kamuoyunun dikkatine sunuyor." dedi.

“DOĞRU BİLGİNİN, DOĞRU HABERİN KAYNAĞI YİNE BASIN, YİNE SİZLERSİNİZ”

Bugün birçok sektörde olduğu gibi basının da sıkıntılarının olduğunu vurgulayan Kasapoğlu, "Basın da değişen dünya şartlarından hızlı bir şekilde etkileniyor. Özellikle son dönemde teknolojinin gelişmesi ile birlikte basının alternatifi anlamında da sosyal medyalar ortaya çıkmış durumda. Ama şunu da görmek lazım ki sosyal medyalardan sadece bilgi almak yeterli değil. Doğru bilginin, doğru haberin kaynağı yine basın, yine sizlersiniz. Dolayısıyla değişen dünya şartlarında basınımız hala önemini ve değerini koruyor. Bizler de Denizli Sanayi Odası olarak yaptığımız bütün çalışmalarda, yaptığımız bütün işlerde sizleri yanımızda görmekten, çalışmaları sizlerle paylaşmaktan büyük bir keyif alıyoruz. Yaptığımız işlerin anlamlı hale gelmesi, kamuoyunda bir alan oluşturması, bir etki oluşturması ancak sizlerin sayesinde mümkün oluyor. Gerek sanayi odasıyla gerek diğer kurumlarla yaptığınız çalışmalar, haberleri kamuya doğru etkili bir şekilde aktarmanız herkes için çok önemli, kurumlar için de çok önemli. Yoksa kurumlarda yapılan çalışmalar, işler buralarda sizler olmasanız kısılıp kalır. Bunların kamuoyunu anlatılmasında, bilgilendirilmesinde, etki alanı oluşturulmasında sizler bizlerin en büyük destekçisisiniz." ifadelerini kullandı.

“ADI KONMAYAN SANSÜR UYGULAMALARI İLE KARŞI KARŞIYA KALDIK”

Denizli Gazeteciler Cemiyeti (DGC) Başkanı Osman Nuri Boyacı da nazik davetleri için DSO Başkanı Kasapoğlu ve yönetimine teşekkür ederek 24 Temmuz Basın Bayramını kutladı. Bugünün tam bayram olarak nitelendirilemeyeceğini ifade eden Boyacı, tüm olumsuzluklara ve yaşanan sıkıntılara rağmen yazmaya, koşturmaya, sahada olmaya devam edeceklerini ifade etti.

24 Temmuz 1908 tarihinde Türk basınında sansürün kaldırıldığını ama birçok alanda kendisini gösterdiğini ve devam ettiğini dile getiren Boyacı, 212 sayılı Basın İş Kanunu ile elde edilen 5 yıllık itibari hizmet süresinin 2008 yılında kaldırıldığını, 2011 yılında 2,5 yıl olarak geri verildiğini hatırlattı. Boyacı, "Basın İş Kanunu'nda çalışma süreleri ile ilgili, diğer özlük haklarımızla ilgili kaybettiğimiz haklarımız var. Ara dönemler yaşadığı Türkiye. Bu dönemlerde sansür kendisini yoğun olarak hissettirdi. Zaman zaman ülkedeki siyasi atmosferden kaynaklanan sansür uygulamaları ile adı konmayan sansür uygulamaları ile karşı karşıya kaldık." dedi.

"GÜVENİLİR HABER KONVANSİYONEL BASINDA"

Son dönemde sosyal medya medyanın yaygınlaştığına işaret eden Boyacı, "Ama bizim konvansiyonel basın mensuplarının uyması gereken yasal zorunluluklar var. Biz Türk Ceza Kanunu, Basın Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu ve son olarak da Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'na uymak durumundayız. Yaptığınız haberlerin gerçekliğini, doğruluğunu çek etmek durumundayız, kontrol etmek durumundayız, doğrultmak durumundayız. Güvenilir haber, doğru haber okumak istiyorsanız özellikle konvansiyoneli basın takip etmeniz gerekiyor bu anlamda." diye konuştu

Tıklanma dürtüsü, like alma dürtüsünün insanları sosyal medyaya yönlendirdiğine dikkat çeken Boyacı, "Herkes kendisini gazeteci, iletişimci olarak görebilir ama doğru haber, gerçek haber noktasına geldiğimizde burada özellikle konvansiyonel basın ve yerel basın önem taşıdığını vurgulamak istiyorum. Son dönemde özellikle pandemi sonrası sansür dediğimizde en ağır sansürü ekonomik sansür olarak yaşamaya başladık, bunu da belirtmek istiyorum. Özellikle yüksek enflasyon ortamında artan maliyetler, yerel televizyonların, yerel gazetelerin, yerel radyoların, internet sitelerinin önceki yıl yasalaşan Dezenformasyon Yasası, onunla birlikte gelen Resmi İlan Yönetmeliği bunlar da ciddi anlamda yerel basının görevini yapmasında olumsuzlar yaratıyor. Yerel basın, şehrin kılcal damarları gibidir, nefes almasını sağlarlar. Bu kentte yaşayan insanların haber alma hakkını yerine getiren yerel basının yaşatılması için gerek yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarına gerek kamu kurumlarına görev düşüyor. Bu anlamda da desteğinden dolayı DSO'ya teşekkür ediyorum"

{ "vars": { "account": "UA-108757569-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }