Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ev sahipliğinde bir araya gelen Sanayi Odası Başkanları, sanayicilerin sorunlarını, üyelerin taleplerini, bölgedeki ve dünyadaki gelişmeleri istişare etti. Denizli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu'nun da katıldığı ve ekonomide yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği toplantı sonrası TOBB bünyesindeki sanayi odalarının başkanları tarafından 4 maddelik ortak açıklama yapıldı.
Açıklamada uygulanan ekonomi programın desteklendiği belirtilirken, 3-4 aydır yerinde sayan KOBİ kredilerinin artırılması gerektiği bildirildi. Ayrıca işletmeler üzerindeki prim gibi yüklerin azaltılması gerektiğine işaret edilirken, sosyal medya hesapları üzerinden şirketlerin ödediği vergiler yönünden haksız ithamlar yapıldığı ve bunun art niyetli yıpratma olduğu kaydedildi.
Sanayi odası başkanlarının ortak açıklaması şöyle:
1. UYGULANAN MAKRO EKONOMİK PROGRAMI DESTEKLİYORUZ
Artan küresel ve bölgesel risklerle birlikte ekonomimiz oldukça zorlu bir süreçten geçiyor. Para politikalarında ve finansal istikrar anlamında atılan adımları destekliyor, enflasyonla mücadelede bir an önce kalıcı sonuç almayı umuyoruz. Çünkü fiyat istikrarı olmadığında, rekabet gücümüzün nasıl düştüğünü, maliyetleri nasıl yönetemediğimizi, bütçemizi nasıl yapamadığımızı hepimiz gördük. Herkesin elini taşın altına koyması gereken bir dönemden geçtiğimize inanıyoruz.
2. ÜRETİM KAPASİTEMİZİ VE İSTİHDAMI KORUMALIYIZ
Bu zorlu süreçte, onlarca yılın emeği ve milyarlarca liralık yatırımla hayata geçirilen üretim kapasitemizin ve istihdamın korunması büyük önem arz etmektedir. Bunun için de öncelikle ticari krediler üzerinde uygulanan büyüme sınırının kaldırılması ve böylelikle reel sektörde finansmana erişimin kolaylaştırılması gerekmektedir. Özellikle son 3-4 aydır yerinde sayan KOBİ kredilerinin en az enflasyon oranında artmasına yönelik politikalar geliştirilmelidir. Ayrıca, istihdamda yaşanan sıkıntıların çözümü için ücretler üzerindeki vergi ve prim yüklerinin OECD ortalamalarına çekilmesi, mesleki eğitim ile gençlerimizin istihdama yönlendirilmesi, mesleki eğitimde kamu-özel sektör işbirliğinin geliştirilmesi ve istihdamı zorlaştıran mevzuat katılıklarının giderilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, küresel ekonomide gözlenen ticaret savaşlarına yönelik tedbirlerin alınması ve şirketlerimizin yurtdışı kaynaklı haksız rekabete karşı daha etkin korunması önem arz etmektedir.
3. ŞİRKETLERİMİZİ BU SÜREÇTE YIPRATMAMALIYIZ
Özel sektör, Türkiye’nin büyümesi için yatırıma, istihdama, ihracata devam ederken, bazı basın yayın organlarında ve sosyal medya hesaplarında şirketlere yönelik haksız ithamlar yapıldığı görülmektedir. Söz konusu şirketler kayıt dışına kaymadan, vergi mevzuatının hükümlerine uygun şekilde faaliyet göstermektedirler. Bu şirketlerin birçoğunda Yeminli Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi denetimleri de yapılmaktadır. Buna karşılık basında, vergi ve teşvik mevzuatını bilmeden, şirketlerin her birinin özel durumlarını ve tâbi oldukları düzenlemeleri, indirim ve istisnaları dikkate almadan yayımlanan haberler, kamuoyunu yanıltmakta ve sanayi işletmelerinin itibarlarını zedelemektedir. Ülkemize yatırım yapan, binlerce istihdam sağlayan, doğrudan ve dolaylı milyarlarca lira vergi ödeyen, ihracatla ülkemize düzenli döviz geliri sağlayan, Ar-Ge yatırımlarıyla katma değer yaratan şirketlerimize yönelik yapılan bu haksız yorumların art niyetli olduğunu değerlendiriyoruz.
4. VERGİ ADALETİ VE KAYIT DIŞILIKLA MÜCADELE ÖNCELİK OLMALI
Şirketlerin sadece vergi levhalarındaki rakamlara bakarak o şirketin ödemesi gereken vergiden daha az vergi ödediğini iddia etmek ve yorum yapmak hakkaniyetli bir yöntem değildir. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve vergi adaletinin sağlanması için gerekli tüm adımların atılmasını destekliyoruz. Vergi politikalarında önceliğin kayıt dışılıkla ve kayıt dışılığın yol açtığı haksız rekabetle mücadele olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, vergi sisteminin daha şeffaf ve adil bir yapıya kavuşmasını bekliyoruz.