Kan hücrelerinin (alyuvarlar, pıhtılaşmadan sorumlu kan pulcukları) damarların iç yüzeyine (endotel) yapışması ve kan akışının önünde engel oluşturarak damarların tıkanmasına ‘Tromboz’ denir. Genellikle toplardamarlarda oluşmakla beraber atardamarda da Tromboza rastlanmaktadır. Derin toplardamarlarda oluşan Tromboza ‘Derin Ven Tromboz’, yüzeysel toplardamarlarda oluşan Tromboza ise ‘Tromboflebit’ denir. Op. Dr. İhsan Alur “En sık karşılaşılan belirtilerin, ani bir şekilde başlayan bacakta şişlik, kızarıklık, hassasiyet, ciltte sıcaklık artışı, yanma ve ağrıdır. Bacaktaki şişlik sebebiyle çap artışı olur, hareket esnasında ağrı ve hassasiyet gelişir. Yürürken veya ayakta sabit dururken bacakta şişlik ve ağrı daha da artar. Renkli doppler ultrason ile damar içindeki pıhtının görüntülenmesi ile kesin tanı konulabilir” dedi.
NELER TETİKLİYOR?
“Derin Ven Trombozu ya da Tromboflebiti tetikleyen bazı durumlar vardır. Bunlar; uzun süre yoğun bakımda yatma (hareket kısıtlılığı olması), büyük ortopedik ameliyatlar (kalça kırığı, protez ameliyatları), morbid obezite, ileri yaş, hiperlipidemi (kan yağlarının yüksek olması), ileri evre kalp yetersizliği, aktif sigara içiciliği, kanser hastalığı varlığı (özellikle akciğer, karaciğer, pankreas, kolon kanseri, meme, prostat), kemoterapi tedavisi, kalıcı santral venöz kateterler, genetik pıhtılaşma bozuklukları ve sedanter yaşam tarzı (hareketsiz yaşam stili) ve uzun süren uçak yolculuğu sayılabilir”
“TROMBOZA KARŞI HAREKETE GEÇMELİ”
“Bazen Derin Ven Trombozu ya da Tromboflebiti tetikleyen belki de tek neden kanser hastalığı başlangıcı olabilmektedir. Mesela hasta hekime ani başlayan bacak şişliği, ağrı şikayeti ile başvurur. Hekim fizik muayene yapar. Bacakta çap artışı, şişlik, ödem veya hassasiyet tespit eder. Kanda pıhtılaşma testi (D-dimer) ister. Bir de renkli doppler ultrason görüntüleme yaptırır. Eğer damar içerisinde pıhtı tespit edilirse Tromboz tanısı konur. Kan sulandırıcı ilaç tedavisi başlanır. Eğer Trombozu açıklayacak bir neden yoksa ve beraberinde kanser bulguları olan spontan kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk, kan değerlerinin düşmesi, nedeni bilinmeyen ateş, idrarda veya gaitada kan görülmesi gibi belirtiler varsa kanserden şüphelenmek gerekir. Böyle hastaları ilgili bölümlere yönlendirmek ve bazı ileri tetkikleri yaptırmak gerekmektedir.” İfadelerini kullanan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İhsan Alur “Dünya’da ve Türkiye’de ortalama insan ömrünün uzaması, genç nüfusa oranla yaşlı nüfusun artması, kanser hastalıklarının sıklığının artması, özellikle son üç yılda koronavirüs pandemisine bağlı olarak Tromboz vakalarının artmasına sebep olmuştur. Derin Ven Trombozundan korunmak için, hareketli bir yaşam tarzı oluşturulması gerektiğinin altını çizerek, her gün düzenli olarak yürüyüş veya egzersiz yapmalı, sigara içiyorsak sigarayı bırakmalı, yağlı yemeklerden ve besinlerden uzak durmalı, düzenli olarak sağlık kontrolünden geçmeli, doktorumuzun tavsiyelerini uygulamalıyız. Kısacası, Tromboza karşı harekete geçmeli, sağlığımızı önemsemeliyiz.”