TBMM Başkanvekili CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü dolayısıyla mecliste yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi;
“Bugün 5 Aralık, biz kadınların seçme ve seçilme hakkını elde ettiği bu tarihî dönüm noktasının 89'uncu yıl dönümünde, cumhuriyetimizin 100'üncü yılında bu kürsüde Denizli Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili olarak Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğuna vekalet eden bir kadın olmanın ve bu oturumu yönetmenin onur ve gururunu duyuyorum. Tıpkı 1935'te seçilip Meclis kürsüsünden ilk konuşmayı yapan Erzurum Milletvekili Nakiye Elgün'ün "Bu büyük onurun içinde Türk hükûmetine itimat beyan eden arkadaşlar arasında bulunmak şerefinin bize verilmiş olmasından duyduğumuz sevinci ve heyecanı ifade etmeye çalışırken belki söz bulamıyorum." ifadeleriyle kendini bulan bu heyecanı seksen dokuz yıl sonra ben de en derinden yaşıyorum. Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere biz kadınlara seksen dokuz yıl önce hakkının teslim edilmesine katkı sunanlara minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Bu Meclis çatısı altında memleketimize hizmet eden Fatma Memik'ten Mebrure Gönenç'e, Hatı Çırpan'dan Hatice Özgener'e, Nermin Neftçi'den Behice Boran'a cesaretle, inatla ve sabırla eşitlik ve özgürlük mücadelesinin bayrağını taşıyan tüm kadın milletvekillerini saygıyla anıyorum.”
“5 Aralık 1934 günü Meclis oturumunda Başbakan İsmet İnönü'nün "Arkadaşlar, Türk kadınının hakkı olduğu yerden ayrılıp bir süs gibi, memleket işine karışmaz bir varlık gibi bir köşeye konması Türk ananesi." dediği gündür. Konya Milletvekili Refik Bey "Dün bir evin pırtısı gibi değeri küçültülen Türk kadını, durmadan yürüyen, olgunlaşan büyük inkılabın bu atıma girmesiyle yepyeni bir acuna giriyor." diyerek kadının yerinin sadece ev kadına biçilen rolün sadece annelik ve aile üyesi, evin çiçeği, evin pırtısı, evin süsü olmadığını aksine toplumsal, siyasal, ekonomik tüm alanlarda özgür bir birey olduğunun tam seksen dokuz yıl önce ilan edildiği gündür bugün ancak seksen dokuz yıl sonra kadınların yaşamdaki yerinin bu anlayışın çok gerisine düşürülmüş olmasından hicap duyduğumu da ifade etmek isterim. Değerli milletvekilleri, kadınların Meclise girdiği 1935 seçimlerinde kadın temsil oranı yüzde 4,56 olan Türkiye dünya sıralamasında 2'nci sırada yer almaktaydı ancak Aralık 2022'de Parlamentolar Arası Birliğin açıkladığı sıralamada ise üzülerek ifade etmek isterim ki Türkiye 133'üncü sıraya gerilemiştir. Yani 1934'te sağlanan hukuki eşitliğe rağmen bugün siyasal yaşamda eşitliğin sağlanmadığı, erkek egemen, geleneksel mekanizmaların aşılamadığı apaçık ortadadır. 5 Aralık 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün yaktığı bu meşaleyi bir adım öne götürmek ve ilerlemek adına Türkiye'nin onayladığı, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi CEDAW'ın 4'üncü maddesinde yer alan taahhüdün yerine getirilmesini, eşit temsil için özel önlem alınmasını, Anayasa'da Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında, parti tüzüklerinde seçilme hakkımızı yaşama geçirmek üzere eşit temsil hakkının sağlanmasının öncelikle ele alınması gerektiğini tutanaklara belirtmek isteriz”
“Kadınların karar alma süreçlerine yeterince katılamaması, siyasette eşit oranda temsil edilememesi her şeyden önce bir demokrasi meselesidir. Bizler cumhuriyetin kadınları demokrasi ve eşitliğin hak özneleri olarak buradayız.
Evet, bugün 5 Aralık. Kadınların eşit temsil hakkının mücadelesini vermeye hep birlikte devam edeceğiz; dayanışmayla, cumhuriyetin 100'üncü yılında onurla ve gururla. Değerli milletvekili arkadaşlarımız, bugün 5 Aralık kadına seçme seçilme hakkının verilişinin yıl dönümü sebebiyle sisteme giremeyen, söz talep eden tüm kadın milletvekillerine yerinden bir dakika söz verileceğini ifade etmek isterim. Ayrıca, sisteme girememiş ve söz talebinde bulunan sayın kadın milletvekillerimizin de sisteme giriş yapmalarını özellikle istirham ediyorum”