Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Doç. Dr. Önder Doksöz, yaz sıcaklarında fiziksel aktiviteleri, harcadıkları enerji ve terlemeleri artan çocukların aynı ölçüde artan sıvı ihtiyacına yönelik önemli bilgiler verdi. Özellikle çocuk ve genç erişkinlerde aşırı sıcaklarda kaybedilen sıvının yerine konması gerektiğini belirten Doç. Dr. Doksöz “Çocuk yaş grubunda yeterli sıvı ve elektrolit çözeltileri alınmadığında özellikle egzersiz sırasında aşırı sıcaklara maruz kalınması kardiyovasküler sistemde yüklenmeye neden olarak kalp ve damar sağlığını olumsuz etkiler. Günlük hayatta besinlerle alınan suyun bir bölümü idrarla, dışkıyla, solunum ve deri yoluyla atılsa da en büyük su kaybı, vücudun tamamını kaplayan deri yoluyla (terleme ve buharlaşma) gerçekleşir” diye konuştu.

“ÇARPINTI, NEFES DARLIĞI, BAŞ DÖNMESİ, HALSİZLİK, BAYILMA…”

Yazın terlemeyle artan sıvı kaybı oranının, vücut ağırlığına göre cilt alanının daha geniş olması sebebiyle çocuklarda daha önemli olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Doksöz, “Ter bezleri; su ile beraber, mineralleri ve besinle beraber vücuda giren bazı maddeleri de dışarı atar. Sıcaklık arttığında, metabolizma hızı değişikliği, kalp ve dolaşım sistemi değişiklikleri, hormonal değişiklikler ve ter bezlerindeki aktivite değişiklikleri devreye girerek vücut ısısının normal sınırlar içinde tutulmasını sağlar. Bu nedenle yaz mevsiminde, kalp hastalığı olsun olmasın herkesin önlem alması gerekir. Kaybolan sıvı ve elektrolit vücuda tekrar alınmadığında terleme mekanizması durur ve bu durumda vücut sıcaklığı yükselmeye başlar. Bu nedenle elektrolitli sıvı tüketimi ile vücudun sıvı ihtiyacı mutlaka sağlanmalıdır. Daha çok su içmek susuzluğun tetikleyeceği çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi, halsizlik, bayılma ve kanda koyulaşma gibi sıkıntıları önler” dedi.

ihacomtr_a19f7073-9f69-4dc3-a365-40223c3e77b2

“BAŞ DÖNMESİ, HALSİZLİK VE GÖZ KARARMALARI YAŞANABİLİR”

Vücuttaki suyun azalmasının damarlardaki sıvı miktarının azalması anlamına geldiğine işaret eden Doç. Dr. Doksöz bu durumda vücut dokularını ve özellikle de beyni besleyen kanın organlara daha az gitmesi ve metabolik olayların daha yavaş ve zor gerçekleşmesine sebep olarak başdönmesi, sersemlik hissi, gözlerde kararma, bayılma hissi ve bayılma gibi belirtilerin ortaya çıktığını anlattı.

Belice Grup'tan Boyahane Yöneticilerine Özel Antep Gecesi Belice Grup'tan Boyahane Yöneticilerine Özel Antep Gecesi

“SU VE SIVI KAYBI DURUMLARINDAN KAÇINILMALIDIR”

Ergenlik öncesi veya ergenlik dönemindeki (10-14 yaş aralığındaki) çocukların tansiyon değişikliklerine karşı daha hassas olduğunun altını çizen Doç. Dr. Doksöz, şunları söyledi: “Vücuttaki su kaybı tansiyonda önemli değişikliklere yol açar. Sıvı kaybı ve tansiyon değişikliklerinin en temel belirtileri; susuzluk hissi, hâlsizlik, baş dönmesi, göz kararmaları, bayılma hissi ya da bayılmadır. Bu belirtiler, özellikle kalp hastası çocuklarda ve bebeklerde daha kolaylıkla oluşabilir. Kalbinde delik veya kapak darlıkları olan çocuklar ise daha çok sıkıntı çekerler ve daha önce belli olmayan morarmalar daha belirgin hale gelir. Kanın koyulaşması ve akışkanlığının azalması ise kan akım hızının yavaşlamasına ve buna bağlı kalp ve damar içi pıhtılaşmalara yol açabilir. Bu nedenle çocuk, kalp hastası olsun ya da olmasın, sıcak yaz ayları döneminde su ve sıvı kaybı durumlarından kaçınılmalıdır”

“ÇOCUKLARIN SUSAMALARINI BEKLEMEDEN SU İÇMELERİ GEREKİR”

Düzenli sportif aktivite yapan çocukların su içmeye ve yeterli sıvı alımına sıcak havalarda özellikle dikkat etmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Doksöz yine uzun süre ekran başında hareketsiz kalan çocuklarda da sıvı ihtiyacı nedeniyle aynı belirtilerin ortaya çıktığını dile getirdi.

Çocukların susamalarını beklemeden su içmeleri gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Doksöz, “Sıcak günlerde açık havada oyun oynayan çocuklar her yarım saatte bir su tüketmelidir. Çocuklarda önerilen sıvı alım düzeyleri 1-3 yaş için 0,9 litre, 4-8 yaş için 1,2 litre, 9-13 yaş kızlar için 1,6 litre ve erkekler için 1,8 litre, 14-18 yaş kızlar için 1,8 litre ve erkekler için 2,6 litredir” dedi.

Doç. Dr. Doksöz, başta su olmak üzere süt, ayran, cacık, soğuk ayran çorbaları, taze sıkılmış meyve suları, az şekerli limonata ve kompostolar çocukların sıvı ihtiyacını karşılayan sağlıklı seçeneklerden olduğunu söyledi.

Sıvı oranı yüksek olan karpuz, kavun, üzüm, şeftali gibi meyvelerin de öğün aralarında tüketildiğinde vücudun serinlemesine ve sıvı dengesinin desteklenmesine yardımcı olduğunu sözlerine ekledi.