Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), Gelecek Partisi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün’ün deprem tehlikesi ve Kanal İstanbul projesiyle ilgili yaptığı konuşma, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Ün, Türkiye’nin deprem kuşağında yer aldığını vurgulayarak, 6 Şubat depreminin yaralarının henüz sarılmadığını ve İstanbul’da beklenen büyük depremin her an kapıda olduğunu ifade etti. Yetkililerin ve yerel yönetimlerin deprem hazırlığı konusunda yeterince adım atmadığını savunan Ün, kentsel dönüşüm süreçlerindeki sorunlara ve Kanal İstanbul’un olası risklerine dikkat çekti.
DEPREM TEHLİKESİNE KARŞI YETERSİZ HAZIRLIK
Milletvekili Ün, konuşmasında, Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmeye devam ettiğini belirtti. “Daha 6 Şubat depreminin yaraları sarılmamışken, İstanbul gibi uzmanların ‘çağın beklenen depremi’ dedikleri felaket her an kapımızı çalacakken, yetkilisi de maalesef yetkisizler gibi eli böğründe bekliyor,” diyen Ün, hem iktidarın hem de muhalefetin depreme hazırlık konusunda sorumluluk alması gerektiğini vurguladı. Uzman raporlarına göre, Türkiye genelinde 6 milyon riskli konut bulunurken, İstanbul’da 1,5 milyon konutun acilen dönüştürülmesi gerektiği bilgisini paylaşan Ün, bu konuda eyleme geçilmemesinin vatandaşları riske attığını ifade etti.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE ADALETSİZLİK İDDİASI
Kentsel dönüşüm süreçlerinde yaşanan sorunlara da değinen Ün, vatandaşların adaletsiz uygulamalar nedeniyle zor durumda kaldığını belirtti. “Vatandaş, kentsel dönüşümdeki adaletsiz uygulamalar nedeniyle canı ile canının yongası arasında sıkıştırılıyor,” diyen Ün, rant odaklı yaklaşımların deprem hazırlığını gölgelediğini savundu. Ün, bazı kesimlerin “Vatandaş beklentisini düşürsün” söylemleriyle sorumluluktan kaçtığını ifade ederek, bu tutumun deprem riskini artırdığını belirtti. İstanbul’da 600 bin konutun acilen yıkılması gerektiğini vurgulayan Ün, bu konuda siyasi çekişmelerin bir kenara bırakılması gerektiğini söyledi.
KANAL İSTANBUL’UN VAHİM SONUÇLARI
Konuşmasında Kanal İstanbul projesine de geniş yer ayıran Ün, projenin deprem riskini artırabilecek bir “emlak hırsı senaryosu” olduğunu öne sürdü. “AK Parti hariç tüm siyasi partilerin arşivlerinde, Kanal İstanbul’un vahim sonuçlarına ilişkin raporlar mevcut,” diyen Ün, buna rağmen projenin bazı Körfez ülkelerinin televizyon kanallarında reklamlarının döndüğünü belirtti. Ün, gayrimenkul şirketlerinin, Kanal İstanbul güzergâhındaki arsa ve konut yatırımlarını “benzersiz fırsatlar” ve “büyük kazançlar” vaadiyle pazarladığını ifade etti. “Bu reklam filmlerinde, Cumhurbaşkanımızın Kanal İstanbul güzergâhında yaptığı uçak yolculuğu ‘Erdoğan’ın ziyaretiyle taçlanan’ şeklinde pazarlanıyor,” diyen Ün, projenin sanal bir cennet olarak sunulurken gerçekte ciddi riskler barındırdığını vurguladı.
MİLLETİN BEKLENTİSİ: DEPREME HAZIRLIK
Ün, konuşmasının sonunda, vatandaşların yetkililerden depreme karşı somut adımlar atmasını beklediğini belirtti. “Millet, sizden, vergisiyle, yetki ve sorumluluklarınızı harekete geçirmenizi bekliyor, depreme karşı hazırlık yapmanızı bekliyor,” diyen Ün, Kanal İstanbul gibi projelerin değil, deprem güvenliğinin öncelik olması gerektiğini savundu. Projenin iki yakasında inşa edilen “Yenişehir” bölgelerinin yatırımcılar için cazip gösterildiğini, ancak bu bölgelerin deprem riski açısından tehlike yaratabileceğini ifade eden Ün, “O reklamdaki sanal cennetin hakikatte milletin cehennemi olacağından kimse korkmuyor mu?” sorusunu yöneltti.