CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, dün Pamukkale Halk Eğitim Merkezi'nde CHP Denizli il örgütüyle bir araya geldi. Özel, burada yaptığı konuşmada, “Bak evde bir değişiklik var demezsek; gençleştik, değiştik, hataları yapmayacağız, bir daha sana yenilgi yaşatmayacağız demezsek, seçimde bizi çok iyi bir tablo beklemiyor. Ama biz; büyük bir değişimi, bir inancı; bugün bu salondaki büyük coşkuyu Kurultay'a taşıyabilirsek, 81 ile taşıyabilirsek, kurultay salonundan 81 il olarak çıkabilirsek, oradan; 'CHP'de bir şeyler değişiyor, kadrolar değişiyor, anlayış değişiyor, bu CHP bu işi başaracak' dedirtebilirsek o zaman 31 Mart'ta; sizlerin belirlediği, örgütümüzün belirlediği isimlerle hep birlikte çalışarak, koşarak parti tarihinin en büyük başarısını elde edebiliriz. Çünkü bu örgüt artık kaybetmek istemiyor" dedi.
"SON 4 SEÇİMDİR TEKRARLANAN BİR SONUÇ TEKRARLANDI"
Özgür Özel burada yaptığı konuşmada, 14 Mayıs günü, seçim sonucunda çok büyük bir hayal kırıklığına uğradıklarını belirterek, “Adeta 14 Mayıs günü kolumuzu kaldıracak halimiz kalmamıştı, ama bir tesellimiz vardı. O da 28 Mayıs'taki ikinci tura seçim kalmıştı. Hep beraber son bir gayret koşturmalıydık. İl başkanlarımız ile konuştuk. Yöneticilerimiz ile konuştuk ve koştuk. Uşak, Afyon'dan başlayarak; Aydın'da, Denizli'de o iki seçim arasında 33 kez daha otobüsün üstünde son bir gayret Cumhuriyet'in 100. yılını, Cumhuriyeti aşındıranlara, kurucu kadrolara husumet duyanlara bırakmayın diye hep birlikte gayret gösterdik. Siz hepiniz bugünkü inancınız ile gayret ettiniz... Ama 28 Mayıs günü bir kez daha maalesef son 4 seçimdir tekrarlanan bir sonuç tekrarlandı... Muhalefet 48, iktidar 52.” Dedi.
"AYNI HATALARI TEKRAR ETMEMELİYİZ"
İkinci turda da yenilginin ardından oturup sağlıklı bir özeleştiri yapmak gerektiğini söyleyen Özel, “Bu seferde seçimin ikinci turundaki sonuç biz 48, yine iktidar 52. O dakikadan sonra artık madem Cumhuriyetin 100'üncü yılıdır, madem 100 yıl önce yapılanı 100 yıl sonra yapmak cumhuriyetin o günkü kadroları gibi bugünkü kadrolarına düşer. Oturmak, sağlıklı özeleştiri yapmak... Yaptığımız doğruları sürdürmek, o yanlışları terk etmek… Doğru bir analiz, doğru bir özeleştiri. Samimi bir özür… Bu talebimi; partinin ilgili kurullarında hep beraberken ve daha sonra başbaşa görüşmemizde, Sayın Genel Başkanımıza söyledim. Bir 10 gün, 15 günlük bir süreçte; doğruları yapmamızı, yenilgiyi kabullenip gelecek için hepimizin fedakarlık yapmasını savundum. Ancak o süreçte, genel merkezde bazı kadroların değişimi ve genel başkanımızla birlikte siyaset yapan arkadaşlarımızın ve genel başkanımızın seçim yenilgisine; 'Kaybetmedik, sadece kazanamadık' diye farklı tanımlamalar getirmeleri, 'önümüze bakıyoruz' demeleri; değişim ile ilgili halkın kendisinden gelen sesi duymamaları üzerine şöyle söyledim; bir değişim olmalı, o değişim hem kararlı, hem vefalı olmalı; kimseyi incitmemeli, bir kişiyi bile kaybetmemeli. Ama geçmişe saplanmamalı, aynı hataları tekrar etmemeli.” Diye konuştu.
"SOKAĞI ÖRGÜTLEMELİYİZ"
Özgür Özel konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Sokağı örgütleyen, işçi emekçi örgütlenmelerinin önünü açan, sendikal mücadeleye destek veren, oralardan güç alan, sivil toplumu sen konuş ben konuşursam yanlış anlaşılır diye ileri iten değil; sivil topluma cesaret verecek sözleri söylemekten bir adım geri durmayan ve bilhassa laiklik konusunda hiçbir örgütten değil barodan, mahkeme kararından değil; kendi inancından güç alıp, laikliği aslanlar gibi savunan bir CHP olsun.
Ben size, mucizevi transferler vadetmiyorum… Ben size bizim akıl edemediklerimizi akıl edeceğini sandığımız kerameti kendinden menkul danışmanlar vadetmiyorum. Ben size kimsenin bilediği birtakım hesaplar, kitaplar vadetmiyorum. Ben size gizli protokoller vadetmiyorum. Ben size; örgütüne kulak verecek, sokağa önem verecek, siyaseti soldan kuracak, halkın gözünün içine bakacak, koşacak terleyecek, il başkanının bir çayını içmeden kanaat önderleri toplantısına gitmeyecek, bir ilde çalışıp, işini bitirdikten sonra il binasında, baba evinde bir kahve içmeden o şehri terk etmeyecek, örgütü gözünün bebeği gibi sakınacak bir genel başkan vaat ediyorum.
Yönetimde genç dinamik milletvekilleri PM üyeleri göreceksiniz. Ben size seçim akşamları ışıkları erkenden kapanan değil, sabaha kadar yanan, önünde kalabalıktan içeri girilmeyen, önünde davullar çalınan seçim akşamlarını vadediyorum.
Biz partiyi değiştireceğiz. Partideki değişim partiye umut, Türkiye'ye umut olacak. Şunu söyleyenler oldu: 'Yerel seçimler geçsin, ondan sonra değişim olsun.' Hatta bana, 'O zaman işin çok kolay olur' diyenler oldu. Bunu söyleyenler, yerel seçimlerde bir mağlubiyeti, başarısızlığı şimdiden kabul edenlerdir.
"BU ÖRGÜT ARTIK KAYBETMEK İSTEMİYOR"
Oysa bize düşen bugün seçmende yaşanan duygusal kopuşa bir çare bulmaktır. Şunu hep beraber yaşadık: Evde kavga edersin, eşin kapıyı çarpar gider. Niye çarpıyor? Duy diye. 'Bak, ben gidiyorum' diyor. 'Gel peşimden beni geri döndür' diyor. Daha önce biz bunu yaşadık. Ama bu sefer, hepimiz biliyoruz ki; öyle kapıyı çarpmadan, sessizce çıkıp giderek bir karanlık sokakta kaybolanlar var. Onların peşinden koşmazsak, bak evde bir değişiklik var demezsek; gençleştik, değiştik, hataları yapmayacağız, bir daha sana yenilgi yaşatmayacağız demezsek, seçimde bizi çok iyi bir tablo beklemiyor. Ama biz; büyük bir değişimi, bir inancı; bugün bu salondaki büyük coşkuyu Kurultay'a taşıyabilirsek, 81 ile taşıyabilirsek, kurultay salonundan 81 il olarak çıkabilirsek, oradan; 'CHP'de bir şeyler değişiyor, kadrolar değişiyor, anlayış değişiyor, bu CHP bu işi başaracak' dedirtebilirsek o zaman 31 Mart'ta; sizlerin belirlediği, örgütümüzün belirlediği isimlerle hep birlikte çalışarak, koşarak parti tarihinin en büyük başarısını elde edebiliriz. Çünkü bu örgüt artık kaybetmek istemiyor."