Sendika binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan Özdemir, MEB’in bu güne kadar masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenlemeye çalıştığını söyledi.

“ÖZLÜK HAKLARIMIZI ZAYIFLATIYOR”          

Miniklere Zil Çaldı, Uyum Haftası Başladı Miniklere Zil Çaldı, Uyum Haftası Başladı

Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesinin ilk gündeme getirildiğinde, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarını zayıflatan ve öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir içeriğe sahip olduğu yönünde yoğun eleştiriler aldığını belirten Özdemir, “MEB, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na yönelik bütün eleştirilere kulaklarını tıkamış ve bildiğini okumaya devam etmiştir. Sendikamızın ve öğretmenlerin temel talebi, ÖMK’de yer alan ekonomik iyileştirmelerin bütün eğitim ve bilim emekçilerine ayrımsız ve eşit bir şekilde uygulanması, öğretmenleri ayrıştıran ve ‘eşit işe eşit ücret’ ilkesiyle çelişen her türlü uygulamaya derhal son verilmesidir.” diye konuştu.

“KANUN TASLAĞI MESLEK KANUNU OLMAKTAN UZAKTIR”

Öğretmenlik Mesleği ve Millî Eğitim Akademisi Kanunu Taslağına yönelik temel eleştirileri sıralayan Özdemir, “Kanun taslağı gerek hazırlanış biçimi gerekse sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan uzaktır. Öğretmenlik mesleği gibi 18 milyona yakın öğrencinin eğitim hakkını ve bir milyonu aşkın öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını dar bir çerçevede düzenlemek doğru değildir” dedi.

Öğretmenlik Mesleği ve Millî Eğitim Akademisi Kanunu Taslağı’nın, öğretmenlerin statüsüne ilişkin tavsiyesine paralel olarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini ifade eden Özdemir, “OECD’nin, dünyadan örneklerle öğretmenlik mesleğinin geliştirilmesi üzerine hazırladığı bir raporda, öğretmenliği çekici bir meslek hâline getirmeyi başaran ülkelerin bunu genellikle sadece ücret yoluyla değil, öğretmenliğin statüsünü yükselterek, gerçek kariyer fırsatları sunarak ve öğretmenlere sorumluluk vererek başardıkları belirtilmektedir. Yüksek performans gösteren eğitim sistemleri, öğretmenlerin profesyonel gelişimlerini desteklerken, onların kariyer ilerlemeleri ve ücretlendirmeleri için adil ve şeffaf sistemler oluşturmuştur. Bu sistemler, öğretmenlerin motivasyonunu artırarak, onların mesleki becerilerini en üst düzeye çıkarmalarını sağlamıştır.” dedi.

"BU TASARIYI REDDEDİYORUZ"

Özdemir'in ardından Eğitim Sen Denizli Şube Sekreteri ve Pamukkale Üniversitesi Temsilcisi Ufuk Yağcı da konuya ilişkin açıklama yaptı. Yağcı açıklamasında şu ifadeleri kullandı; "Millî Eğitim Bakanlığı tarafından “Öğretmenlik Mesleği ve Millî Eğitim Akademisi Kanunu Tasarısı” olarak dayatılan bu kanunla üniversitelerdeki eğitim fakülteleri tarafından yürütülen öğretmen yetiştirme programları devre dışı bırakılmaya çalışılıyor. Millî Eğitim Akademisi’nin kurulmasıyla siyasi iktidar, Türkiye 100 Yılı Maarif Modeli kapsamında uygulamaya koyduğu, kendince uygun gördüğü değerler ile harmanladığı programları uygulayacak öğretmenleri, kendi siyasal ideolojisine uygun biçimde seçip görevlendirmek istiyor. Öğretmenlerin formasyon eğitiminin üniversite sisteminden alınarak bilim dışı tekçi bir anlayışla yetiştirilmesini sağlamaya çalışan ve bilimsel, laik ve demokratik eğitimden hızla uzaklaşmayı amaçlayan bu kanunu reddediyoruz."

Editör: Orhun Çoban