Denizli Gazeteciler Cemiyeti (DGC), Cumhuriyet’in 100. yılı kapsamında ‘Milli Mücadele'de Denizli ve Anadolu Basını’ konulu konferans düzenledi. Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Haytoğlu, konferansa konuşmacı olarak katıldı. Milli Mücadele yıllarında Denizli’de yaşananlar hakkında bilgiler aktaran Prof. Dr. Haytoğlu, Türk basınının Milli Mücadele’ye bakış açısını değerlendirdi.
“BATI BASINI, MİLLİ MÜCADELE’Yİ ANLAMAYA ÇALIŞTI”
Dünya basını Milli Mücadeleyi nasıl gördüğü yönündeki soruyu yanıtlayan Prof. Dr. Haytoğlu, Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen Kitap Fuarı’nda ‘İspanya’nın Milli Mücadele’ye Bakışı’ adlı kitap gördüğünü söyleyerek “Bizim Milli Mücadele’yi başından sonuna takip etmişler. Saygı duymamak mümkün değil. Güzel de bir çalışma olmuş. İspanya bunu yaptıysa diğerleri de bunu yaptı. Örnekleri var. Bazı hocalarımızın İngiliz ve Fransız basını ve kamuoyunu değerlendirdi. Batı basını bizim Milli Mücadele’yi anlamaya çalıştı” diye konuştu.
“MİLLİ MÜCADELE SADECE TÜRKİYE’Yİ İLGİLENDİREN BİR MÜCADELE OLMADI”
Milli Mücadele’nin sadece Türkiye’yi ilgilendiren bir mücadele olmadığının altını çizen Prof. Dr. Haytoğlu, “Neden kanlı oldu? Neden 3 yıl sürdü? Bu mücadeleden sonra her yerde mücadele ateşi yandı. Buradaki ateş başarılı olduğu için Afrika, Ortadoğu uyandı. Uzakdoğu’da uyanan ülkeler oldu. Hepsine baktığımızda; ‘Bu emperyalistlere karşı Trablusgarp, Balkan, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra mücadele edip de kazanılabileceğini biz zaten ihtimal vermiyorduk. Bir ihtimal varmış ve o gerçekleşti. Biz yıkım yaşamadık. O zaman biz bunu başarabiliriz’ dediler. Onlar da bu mücadeleyi kazandılar.. Fransız, İngiliz ve İspanyollarla ilgili çalışmaları gördüm. Çalışmalar, bizim tarihimize göre ve güzel tespitlerle, olumlu, objektif, emek verilmiş şekilde gördüm” şeklinde konuştu.
“ANADOLU BASINI İNSANLARIN ACILARINI GÖRDÜ”
Türk basının Milli Mücadele’ye bakışı konusunda da konuşan Prof. Dr. Haytoğlu, şunlar aktardı: “Bir ülke işgal görürken, insanların vicdanları da var. Çok az insanın vicdanı vicdansızlık noktasında kalabiliyor. Örnek olaylarda hepimiz aynı yarayı hissediyoruz. Anadolu basını bunu içeride hissetti. Zaten işgalleri, yanan yerleri, evleri, topraklarından göç eden insanların acılarını gördü. Bizzat işgali ve işkenceleri görenler oldu. Bahadır Hoca Tripolis’i kazdı. Orada da işkence yapılan bir Yunan karakolu vardı. O karakolu tespit etti ve şimdi onu çıkarıyorlar. Ben de daha önce Necip Buldanlıoğlu’nun hayatını yayınlamıştım. Orada da yer vermiştim. ‘Denizli ve Havarisinde Yunan Zulmü’ isimli makalemde de anlatmıştım. Her yer bu acıları tattı ve yayınladı.”