Denizli'nin Beyağaç ilçesi Sandras Dağının eklentisi olan Çicekbaba Dağının zirvesinde yer alan Kartal Gölü güzelliğiyle kendine hayran bırakıyor. Çicekbaba Dağının zirvesinde 1903 rakımda yer alan göl eşsiz manzarası ve çevresinde bulunan Türkiye'nin en yaşlı karaçam ormanlarıyla dikkat çekiyor. Nadir karaçam ormanı ekosistemiyle bin 500 hektarlık Kartal Gölü ve çevresi Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Yaban Hayvanı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından gelecek nesillere aktarılması kapsamında koruma altına alınmış bölgeler arasında yer alıyor. Yaş aralığı 250 ila 800 yılık olan karaçam ormanlarıyla, karahindiba, sarı çiçekli gazal boynuzu, üç gül, yonca gibi bitkilerle ve gölü besleyen akarsularıyla eşsiz manzara barındıran göl ve çevresi doğa severleri görsel şölen yaşatıyor.
Kartal Gölü Denizli'ye 121 kilometre Muğla'ya 72 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Doğal güzelliğiyle dikkat çeken Kartal Gölü Denizli'den ve çevre illerden ziyaretçilerini ağırlıyor. Kış aylarında yağan karların bir kısmının ilkbaharda kalmasıyla kartpostallık görüntüler oluştururken, yaz mevsiminde de kamp ve gündelik ziyaretçilerin akınını uğruyor. Kent merkezi ve ilçedeki yüksek sıcaklıklardan bunalan vatandaşlar eşsiz manzarasının yanında serin havasıyla mest eden Kartal gölünde unutulmaz anlar yaşıyor.
“Kaynağından su içme fırsatı bulduk”
Kartal Gölüne ilk defa geldiklerini belirten Fatma Pehlivan ve kızı Defne Öykü Pehlivan “Kartal gölü çok güzel. Eşim arkadaşları ile gelmişler daha önceden bugünde bizi getirdi. Çocuklarımız ile tepelere çıktık akarsuları kaynaklarını gördük. Kaynağından su içme fırsatı bulduk. Çok güzel yerler herkese mutlaka gelmelerini tavsiye ediyorum” dedi.
“Bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum”
Oğlu ve ailesiyle ilk defa kartal gölüne Asım Pehlivan “Kartal Gölünü ben ilk defa görüyorum. Oğlum bizi böyle bir eşsiz doğaya getirdi. Harika yerler kartal gölünün ismini duymuştum ama bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum. Canlı canlı görünce daha da çok etkilendim ve neşelendim” ifadelerini kullandı.
“Her Yıl Geliyoruz”
Kartal Gölünün doğasının insanı farklı bir dünyadaymış hissi yarattığını belirten Ali Yığnak ise, “Her yıl aralıksız arkadaşlarımızla, ailemizle geliyoruz. Kar sularının beslediği göl ve arıklardan akan suyun sesi insanı adeta büyülüyor. Bu doğal güzelliğin içinde çadırlarımızı kuruyoruz. Bazen 3 gün bazen 1 hafta kalıyoruz. Arıklarda buz gibi suyun içine koyduğumuz gıdalarımız sanki buzdolabında gibi. Hiç bozulmuyor. Gölden balık bile tutuyoruz. Burada yaşadığım anları hiçbir şeye değişmem. Bizde şehrin gürültüsünden uzak, bu güzelliğin tadını çıkarıyor ve dinleniyoruz. İstanbul, İzmir, Denizli, Muğla her yerden buraya insanlar geliyor. Herkese tavsiye ediyorum” dedi.