Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası kapsamında Denizli Sanayi Odası’nda (DSO) düzenlenen “Döngüsel Ekonomi ile Dönüşüm Zamanı” başlıklı program, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda iş dünyasına yol haritası sunmayı amaçladı. Etkinlikte, döngüsel ekonomi modelinin çevresel zorunluluğun ötesine geçerek ekonomik bir gerekliliğe dönüştüğü vurgulandı.
Program, DSO’nun yanı sıra Döngüsel Ekonomi ve Sürdürülebilirlik A.Ş. (DCube), Hedefler için İş Dünyası Platformu (B4G), SKD Türkiye ve Nordic Council of Ministers iş birliğiyle gerçekleştirildi. Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun da katkı sunduğu etkinlikte, kamudan ve özel sektörden çok sayıda uzman bir araya geldi.
“AZALT, YENİDEN KULLAN, GERİ DÖNÜŞTÜR”
Açılış konuşmasında konuşan DSO Başkanı Selim Kasapoğlu, her yıl dünya genelinde 2 milyar tondan fazla katı atık üretildiğine dikkat çekerek, “Bu tüketim hızının devam etmesi hâlinde 2050 yılında 3,4 milyar ton atık oluşması ve dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için üç dünya büyüklüğünde kaynağa ihtiyaç duyulması bekleniyor” dedi.
Kasapoğlu, geleneksel “Al-Yap-At” modeli yerine “Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür” prensibini benimseyen döngüsel ekonominin kaçınılmaz olduğunu belirterek, “Döngüsel ekonomi, çevresel zorunluluğun ötesinde rekabet avantajı sağlayan, sürdürülebilir büyümeyi mümkün kılan bir modeldir” diye konuştu.
DENİZLİ’YE TEMİZ ÜRETİM MERKEZİ VİZYONU
Denizli’nin, Avrupa Yeşil Mutabakatı sürecinde kritik bir noktada bulunduğunu söyleyen Kasapoğlu, “Kurduğumuz iş birlikleriyle kentimizi bir temiz üretim merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. Kasapoğlu ayrıca, Güney Ege Kalkınma Ajansı destekli Yeşil Dönüşüm ve Verimlilik Test Merkezi ile üyelerine rehberlik edecek Model Fabrika’nın mayıs sonunda hizmete gireceğini açıkladı.
“DAİRESELLİK, GELECEK EKONOMİSİNİN KALBİ”
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas ise döngüsel ekonomiyi “sessiz bir devrim” olarak tanımladı. Dairesel modelin, dijitalleşme ve yapay zeka ile entegre bir üretim anlayışını öngördüğünü belirten Vilcinskas, “Geleneksel doğrusal ekonomi artık ne ahlaki ne de ekonomik olarak sürdürülebilir. Türkiye ve AB, döngüsel ekonomiye birlikte ve hızlı bir şekilde geçiş yaparsa büyük fayda sağlayacaktır” dedi.
Vilcinskas ayrıca, Türkiye’nin AB’nin değer zincirlerine entegre bir üretim üssü olduğunu hatırlatarak, “Denizli, daha akıllı kaynak kullanımı, verimli üretim ve inovatif geri dönüşüm çözümleri ile döngüsellikten faydalanmak için mükemmel bir konumda” ifadelerine yer verdi.
Etkinlik, beş ayrı oturumda döngüsel ekonomi eylem planı, finansman olanakları, iyi uygulama örnekleri ve tekstil ile demir-çelik sektörlerinde dönüşüm stratejilerinin ele alınmasıyla sona erdi.