Denizli Laiklik Platformu üyesi oda, sendika, sivil toplum örgütleri ve bazı siyasi parti üyeleri bugün Laikliğin kabulünün 85. yıldönümü nedeniyle bir araya geldiler.
Platformun çağrısıyla Gazi İlkokulu önünde toplananlar Atatürk Bulvarı’ndan Çınar Meydanı’na kadar yürüdüler. Ellerinde laiklik ve eğitimin dinselleştirmesine ait döviz ve pankartlar taşıyan grup sık sık, “karanlığa teslim olmayacağız”, “Kurtulmak yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Okullarda imam istemiyoruz” sloganları attılar.
Çınar Meydanı’nda yapılan basın açıklamasını platform adına Av. Merve Öğün yaptı. 5 Şubat 1937’de laiklik ilkesinin Anayasal teminat altına alındığını ve Cumhuriyet’in laiklik ile taçlandırıldığını belirten Merve Öğün, “Laiklik ilkesinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez temel nitelikleri arasında yer almasının 85. Yıl dönümünde; bu büyük ve önemli tarihsel gelişmenin neresindeyiz? Ülkemizin ahval ve şeraiti nasıldır?” dedi.
2025 TÜRKİYE’Sİ
Merve öğün 2025 Türkiye’sini anlatarak, tarikat ve cemaatlerin büyük bir itibar ve mali güç kazandırıldığını; toplumsal yaşamı belirler hale gelen bu yapıların, devlet kademeleri ile hukuki mekanizmaların en kritik noktalarını işgal ettiğini ve karar verici konuma geldiğini belirterek, “Ne yazık ki sermaye iktidarının 2025’i emekçilere, çocuklarımıza, kadınlarımıza kısacası tüm yurttaşlarımıza reva gördüğü; asgari ücretten, maaş artış oranlarına uzanan bir dizi başlıkta ucuz emek cenneti; yoksulluk, adaletsizlik, eşitsizlik ve baskı, eğitim ve sağlık alanında çığ gibi büyüyen sorunlar; kısacası pahalı hayatlar yaşayan ancak yaşam hakkı değersiz görülen yurttaşların vatanı: 2025 Türkiye’si.
Kadınlar cinskırıma uğramakta, emekçiler iş cinayetlerinde öldürülmekte; çocuklar yoksulluğun, eğitimsizliğin, sapkınlığın kurbanı olmakta; istismar edilmekte, kaybolmakta, öldürülmektedir.Ülkemizin her yanı ihmaller, kontrolsüzlükler ve usulsüzlüklerle dolu ölüm tarlalarına dönüşmüştür.
Eğitim bir bütün olarak dinselleştirilmiş, yargı dini referanslarla hüküm verir hale gelmiş, toplumsal cinsiyet eşitliği reddedilerek kadınlar gericilikle kuşatılmış, çocuklar ve gençler tarikat ve cemaatlere teslim edilmiştir.” Diye konuştu.
“DEVLET TÜM DİNLERE VE İNANÇLARA EŞİT MESAFEDE OLMAK ZORUNDADIR”
Anayasal teminat altına alınmış olan laiklik ilkesi çiğnendiğini ifade eden Öğüt, “Müfredat bilimsel yöntem ve bilgiden yoksun bırakılarak dinî içerikle doldurulmakta; eğitimde cemaatlerle, tarikatlarla yapılan protokollere siyasi partilerin uzantısı kurumlar eklenmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı eğitim sistemini dinî esaslara göre kuramaz. Laiklik tartışmaya açılamayacağı gibi; ücretsiz, bilimsel, nitelikli, kamusal eğitim hakkı da tartışmaya açık değildir.
Oysa ki laiklik kavramı dinin karşıtı değildir; din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, her alanda aklın, bilimin ve hukuk kurallarının temel alındığı bir yaşam biçimidir. Toplumsal barışın, din ve vicdan özgürlüğünün, özgür düşüncenin temeli; kadın haklarının teminatıdır. Halkın dinî inançlarının siyasete alet edilmemesi demektir. Laiklik; devletin toplumda baskın olan inanç ya da mezhebin olası baskısına karşı diğer inançlara sahip olanları ve inanmayanları koruyacak önlemler almasıdır. Devletin dini olmaz, devlet tüm dinlere ve inançlara eşit mesafede olmak; hangi dine mensup olursa olsun tüm yurttaşlarının hukuki hak ve özgürlüklerini korumak zorundadır.” Diye konuştu.
“KARANLIĞA TESLİM OLMAYACAĞIZ!”
Merve Öğün konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bizler; bu ülkenin yurtsever vatandaşları, kadınları, aydınları, öğrencileri, velileri; karanlığa teslim olmayacağız! Laikliğe yönelik saldırılar karşısında aydınlanmayı, bilimselliği, dayanışmayı, eşitliği, hakkaniyeti, birliği ve kardeşliği savunmaya devam edeceğiz. Cumhuriyet'in temel kazanımlarına, lâik ve sosyal hukuk devletine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk devleti ilkelerinden asla ödün vermeyecek, uygarlık yolundan asla vazgeçmeyeceğiz.”