24 Temmuz 1908 tarihinde sansürün kaldırılmasıyla her yıl bugünün Basın Bayramı olarak kutlandığına dikkat çeken Boyacı, “Türk basınında sansür gazetecilerin gerçekleştirdiği onurlu direniş sonucu kaldırılmıştır. Ancak sansür yıllardan bu yana gerçekleştirilen yasal düzenlemeler ve farklı yöntemlerle her dönem gündeme gelmiştir. Sansür halkın haber alma özgürlüğünü kısıtlayan çok önemli bir sorundur. Bugüne baktığımızda sansürün kalkmadığını, etkisini artırarak sürdüğünü görmekteyiz. Düşüncelerini, yazdıkları için meslektaşlarımız yargılanmakta, basit suçlamalarla özgürlükleri ellerinden alınmakta ve hapse atılmaktadırlar. Basın özgürlüğü önündeki engeller kalkmadıkça biz gazeteciler 24 Temmuz’u bayram olarak değil dayanışma günü olarak kutluyoruz.” diye konuştu.
Ekonomik Kriz ve Yerel Basına Etkisi
Denizli ve Türkiye genelindeki ekonomik darboğazın, özellikle yerel medyayı olumsuz etkilediğini söyleyen Boyacı, pandemi sonrası ekonomik tedbirlerin ve kısıtlamaların yerel gazeteleri yok olma noktasına getirdiğini açıkladı. Yerel medyanın gelir kaynaklarının azalmasıyla birlikte, bu kuruluşların hayatta kalma mücadelesi verdiğini ifade eden Boyacı, “Kamuda tasarruf ve verimlilik paketinde basın ve yayın organlarına ilan ve reklam verilmemesi, günlük gazetelere abone olunmaması yönündeki düzenlemeler yerel basının can suyunu kesecek uygulamalardır. Pandemiden bu yana maliyetlerdeki büyük artışlar, yerel televizyonların ödenemeyecek rakamlara ulaşan uydu bedelleri, radyoların ödemek zorunda oldukları yüksek telif ve lisans bedelleri, internet medyasının sosyal medya ile rekabet edemeyecek regülasyonlara tabi tutulması özellikle Anadolu basınının sesinin giderek kısılmasına, ayakta kalma kaygısından görevini gerçek anlamda yerine getirememesine yol açmaktadır.” dedi.
Sosyal Medya Tehdidi
Yerel medyanın dijitalleşmeyle birlikte en önemli rakibinin sosyal medya ağları olduğunun altını çizen DGC Başkanı Boyacı, “Geleneksel medya kuruluşları halkın haber alma hakkını kullanabilmesi için sundukları haberlerde birçok yasal mevzuata uygun hareket etmek, halka doğrulanmış bilgi vermek, halk arasında panik ve korkuya neden olmamak, yerel ve ulusal hassasiyetleri gözetme sorumluluğu ile hareket ederler. Oysa sosyal medya mecralarında tıklanma, beğeni alma kaygıları ön planda olduğu için bu kriterler göz ardı edilebilmektedir. Bu durum doğru bilgiye ulaşma konusunda güvenilir olmamasının yanı sıra kirli ellerde telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Halkın doğru habere ulaşması ancak gerçek gazetecilerle mümkündür.” dedi.
Yerel Destek Çağrısı
Boyacı, yerel demokrasilerin güçlenmesi ve halkın doğru bilgiye ulaşması adına, yerel basının desteklenmesinin kritik önem taşıdığını ifade ederek yerel yönetimlere çağrıda bulundu. Gazetecilik mesleğini düzenleyen ve bu alanda çalışacak kişileri belirleyecek bir "Gazetecilik Meslek Yasası"nın acilen çıkarılmasının gerektiğini söyleyen Boyacı, bu yasanın, haber alma özgürlüğünü destekleyici nitelikte olması gerektiğini vurguladı.