Dün saatler 17.22’yi gösterirken ajanslara düşen bir haber yüreğimizi dağladı…
“Öğrenci servisi tarlaya uçtu ölü ve yaralılar var” bu haberle beraber yine anne ve babalar gözyaşlarına boğulacaktı.
İzmir’den yola çıkmışlardı, İzmir’de farklı liselerin öğrencileriydiler. Hepsi pırlanta gibi sporcuydular.
Başlarında öğretmenleri ve antrenörleriyle birlikte Denizli’de düzenlenen Okul Sporları Genç Kızlar Halter şampiyonasına katılacaklardı.
Denizli’ye varmadan Buldan yakınlarında öğrencileri taşıyan midübüs tarlaya uçtu.
Sadece midibüs uçmadı. Genç kızlarımızın umutları da uçtu. Bizlerinde yürekleri.
Haberlerde iki kişinin öldüğü 26 kişinin yaralandığını yazdıklarında başımız öne eğildi.
Okul arkadaşları kazanacakları madalyalarla okul bahçesinde alkışlarla karşılayıp gurur duyacaklardı ama olmadı. Genç sporcular hayallerini erteleyecektiler.
Ama 15 yaşındaki Nisanur Yıldız hayalini erteleyemeyecekti… Çünkü bu kaza onu arkadaşlarından, annesinden, babasından ve hayallerinden ayırdı.
O sporu o kadar çok sevdi ki, küçük yaşlarda başladığı spor çalışmalarında yarışmalara katılabilecek düzeye geldi. Madalyalar kazandı. O’nun bu başarısının arkasında sporla yakından ilgilenen anne ve babanın katkısı çok oldu. Anne Gökçe Yıldızer hala antrönerlüğe devam ediyor.
Buldan’daki kaza, emeklilik hayalleri kuran 31 yıllık, 1 çocuk annesi öğretmen 64 yaşındaki Zeynep Bozkurt’u da aramızdan ayırdı. O’da artık yeni sporcular yetiştiremeyecekti…
Bu yüreklerimizi yakan kazada 26 öğrencimizde yaralı olarak kurtuldular. 7 öğrencinin tedavisi sürerken diğer öğrencilerin taburcu olduğu haberi içimizi biraz da olsa ısıttı.
Çocuklarımız, bizim çocuklarımız…
Depremlerde çürük yapıların altında kalırsınız. Tatile gittiğinizde denetimsiz otellerin alevlerinin tam ortasında kalırsınız. Şampiyonluk için gittiğiniz müsabakanın yollarında kalırsınız…
Tek isteğimiz ve dileğimiz, sizleri çürük yapıların enkazından, yangınların ortasından, yollardaki kazalardan kurtarmaktı ama beceremedik. Başımız sizler karşısında eğik kaldı.
Suçluyuz, ülke olarak suçluyuz, toplum olarak suçluyuz…
Bizlerde bu suçlarla çaresizliğin ortasında gözyaşlarımızda boğulacağız.
Ailenize ve yakınlarınıza başsağlığı dilemekten yaralı olan çocuklarımızın bir an önce sağlıklarına kavuşmalarını istemekten başka…
NE YAPABİLİRİZ?