Bir ailenin yüzünü güldüren, mutlu eden kuşkusuz çocuk sevgisidir.
Anne ve baba vasfına erişmiş insanlar kimi zaman çocuk sevgisini, çocuklara olan duygularını ve düşüncelerini sözlere dökmekte bile zorluk çekerler. Çünkü çocuk koskoca bir evren demektir üç beş kelimeyle ifade edilemeyen.
Kimi zaman düşüncelerimde geçmişe doğru bir yolculuk yaptığımda, en güzel, en renkli ve birbirinden güzel hayallerle dolu olan çocukluk yıllarımda bulurum kendimi.
Çünkü insanların unutamadığı zamanlar arasında en önemlisini çocukluk yılları oluşturur.
Çocukluk yıllarıma yaptığım yolculukta, her zaman yüzümde bir gülücük oluşuverir. O dönemlerde akşama kadar sokakta korkusuzca oynadığımız oyunlar gelir aklıma. Hepimizi kendi çocuğu gibi koruyup gözeten komşu teyzeler ve amcaların sokakta oynayan miniklere yaptığı ikramlar, ana baba gibi ilgili öğretmenlerimiz gelir gözümün önüne.
Bizler mi daha şanslıydık, yoksa vicdan, dürüstlük, şefkat, sevgi, merhamet ve insanlık mı daha fazlaydı bilmiyorum..
Şimdi ki çocuklarsa sokağında bile rahat oyun oynayamaz halde. Bırakın sokağı aynı apartmandaki komşularına, dışardaki insanlara hiç kimseye güvenemez durumda.
….
Günümüzde geldiğimiz noktada ise, çocuk istismarları, tecavüzler ve şiddet olayları ayyuka çıkmış durumda. Birde bunu normalmiş gibi gören bir kısım insan görünümünde yaratıklar.
Artık hemen hemen her gün çocuk istismarları, şiddet ve cinayet olayları yüzümüze şamar gibi çarpar oldu.
Çekin o pis düşüncelerinizi, kirli ellerinizi, kokuşmuş zihniyetlerinizi artık çocukların üzerinden..
Çekin ellerinizi minicik yüreklerinde oyun, oyuncak, şekerleme düşüncesinden başka bir şey olmayan masum yavrucaklardan!..
Son on yıl içinde taciz ve tecavüze uğrayan çocuk sayısının 250 bin civarında olduğundan söz ediliyor. Bu kayıtlarda yer alan bir rakam. Kayıtlarda yer almayanları da hesaplarsak varın siz düşünün minicik bedenlerin içinde bulundukları durumları.
Bu çocukların gelecekleri, hayalleri ne olacak. Ya yaşayamadıkları çocukluklarının hesabını kim verecek? Failler mi, yoksa susarak ortak olan bir toplum mu?
Bu çocuk istismarcılarına yasalar en ağır cezaları vermeli ki, ömür boyu demir parmaklıklar ardından çıkamasın ve bir daha gün yüzü göremesin. Bu cezalar her türlü sapkın kişiye göz dağı olsun ve asla bir çocuğa daha el uzatamasın.
Aileler de günümüzde vicdan, ahlak ve insan olma vasfını kaybetmiş bir toplumda, bin bir zorlukla büyüttükleri çocuklarına daha çok sahip çıksın.
Kadınlara yönelik ayrımcılığın arttığı, şiddetin normalleştirildiği, cinsel tacizin kolaylıkla söze ve eyleme dökülebildiği günlerde birlik ve beraberlik içinde olup insanca yaşam için her bireyin mücadele vermesi gerektiğini düşünenlerdenim.
Ve tüm topluma, ana babalara, toplumda yaşayan her bireye diyorum ki :
“Dirisini mutlu edemediğinizin, ölüsüne ağlamayın!”