Denizli’nin Honaz İlçesi Aşağıdağdere mahallesinde yaşayan köylüler faaliyetteki taş ocağının kapatılmasını isterken, yeni bir taş ocağı iznine karşı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne dilekçe verdi. Taş ocağında yapılan kontrolsüz patlatmalar nedeniyle evleri zarar gören köylüler yeni bir taş ocağı istemediklerini belirtirken, eski taş ocağının da kapatılmasını istiyor.
Dilekçeleri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne teslim eden mahalleli kurum önünde basın açıklaması yaptı. Hali hazırda faaliyet gösteren Çetin Beton şirketine ait taş ocağında gerçekleştirilen patlamalar nedeniyle birçok mahallelinin evine kaya parçaları isabet ederek evlere zarar verdi.
Öte yandan yakın süreçte yakın mevkide Deveoğlu İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Tic. LTD. ŞTİ. tarafından yapılması planlanan Kireçtaşı (Kalker) Ocağı işletmesine ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verilmesine mahalleli tepkili. Tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan mahalleli taş ocaklarına karşı çıkıyor. Basın açıklamasında konuşan Av. H. Ozan Orpak, mahalleliler olarak dilekçelerini sunduklarını ve en kısa sürede ilgili mahkemeye başvurarak hukuki süreci başlatacaklarını duyurdu.
“PATLAMA SONRASI EVLERİN AVLUSUNA TAŞ GELDİ”
Kurum önünde yapılan basın açıklamasında taş ocaklarını kesinlikle istemediklerinin altını çizen Aşağıdağdere Muhtarı Murat Efe, şöyle konuştu; “Çocukların top sahası taş sahası oldu. Can güvenliği yok, mal güvenliği yok. En son 11 Ekim gecesi patlatma yapıldı. Mahalle halkının evinin avlusuna taş geldi. Kolluk kuvvetleri geldi, şikayette bulunduk. Vatandaşın torunu, çocuğu orada oynuyor olsa canına mal olacak. Tüm bunlar yetmiyor gibi başka bir firma müracaat etmiş. Hiç Aşağıdağdere köyündeki halka sormadan Çevre ve Şehircilik, ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı almış.”
“İZNİ VERENLER BİR GÜN GELSİN KÖYDE OTURSUN”
Mahallelinin tarım ve hayvancılıkla uğraştığını belirten Efe, “Yaklaşık 8 bin dönüm arazi var. Ülkemize katkıda bulunan beyaz üzüm, sultaniye, thomson, ayva, cennet elması gibi mahsuller yetiştiriyoruz. Halkın geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Bu sene suyumuz kayboldu. Patlatmalardan su hiç kalmadı. Geldi bu mermerciler, tarım kalmadı. Yarın bir gün bu halk ne yiyecek? O köyde yaşayan halk burada. 600’e yakın imzamızı teslim ettik. Sonuna kadar arkasında duracağız. Zaten bir ocakla uğraşıyoruz, bir ocağa daha ruhsat vermişler. O zaman izni veren vatandaş bir gün gelsin orada otursun, bir gün de halkı alalım halk müdürlük yapsın. Sanki onlar duruyor o köyde. Duvarlar çatlıyor. Tutanak tutuluyor, mahkemeye gidiyoruz aynı tas aynı hamam. Diğer firmayla on yıldır yasal sürecimiz devam ediyor” diye konuştu.
“BÖYLE DEVAM EDERSE EVLER YIKILACAK”
Sulama Kooperatifi Başkanı Hüseyin Gümüş de patlatmaların su kaynaklarına zarar verdiğini belirterek taş ocaklarına karşı çıktıklarını dile getirdi.
Mahallelilerden Ayşe Besim, “Muhtarımızla geldik bunun çözümüne bakalım. Taş patlıyor, taş patladı mı deprem gibi oluyor. Camlarım kalmadı” dedi. Ayşe Şen ise, “Benim evim göçtü, ikiye ayrıldı. 11 Ekim’de oldu daha yeni. Ev ikiye ayrıldı, her tarafı çatlak. Bu böyle devam ederse evler yıkılacak. Taş ocağı istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
“KÖY YAŞANMAZ HALDE”
Söz alan Avukat H. Ozan Orpak, halkı mağdur eden faaliyetteki taş ocağı tehdidinin yanı sıra ikinci bir taş ocağına izin verildiğini dile getirerek şunları söyledi; “Buraya gelme amacımız şudur, yıllardan beridir Aşağıdağdere köyünün havasını, suyunu, toprağını ve halkını mahveden bir maden ocağı var. Yakın bir zamanda ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı daha çıkartıldı. Patlatmalar devam etmekte, köy yaşanmaz bir halde. Köyde evlerin içine artık taşlar düşüyor. Biz o topraklarda doğduk o topraklarda ölmek istiyoruz. Kimse havamıza, suyumuza, toprağımıza dokunmasın, başka da bir şey istemiyoruz. Bugün dilekçelerimizi verdik. Yakında davamızı açacağız. Umarım bağımsız Türk yargısı gereken kararı verecektir.”